HAKARET SUÇU

HAKARET SUÇU NEDİR?

Bir kişinin onur şeref ve saygınlığını zedeleyecek somut, sözlü veya yazılı eylemdir. Bu başlıkta, TCK.’nın 125. maddesinde düzenlenen “Hakaret” suçu incelenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun basit şekli düzenlenmiş, devam eden fıkralarda ise bu suçun niteliğe kavuştuğu hâller hüküm altına alınmıştır.

TCK.’nın 125. Maddesinde;

“1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.

HAKARET SUÇUNUN OLUŞMASI

Hakaret suçunun oluşabilmesi için, isnat etme veya sövme eylemi neticesinde ilgili madde de belirtildiği üzere karşı tarafın şeref, onur ve saygınlığı zedelenmelidir. İsnat ve sövme eylemi ise genellikle yüz yüze hakaret, ileti gönderme, kişinin gıyabında hakaret etme ve kişinin hatırasına hakaret şeklinde gerçekleşmektedir.

HAKARET SUÇUNDA KAST

Hakaret suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Suçun oluşması için özel kast aranmamakta olup, genel kast yeterlidir. Ayrıca hakaret suçu olası kast ile de işlenebilmektedir.

Bazı ifadeler toplumda hakaret olarak algılanırken, yine aynı ifadeler bazı durumlarda hakaret olarak algılanmamaktadır. Bu ayrımın sebebi toplumsal normlara dayanmaktadır. Bu noktada failin hakaret kastına ve karşı tarafın karşı tarafın şeref, onur ve saygınlığının zedelenip zedelenmediği hususlarına dikkat etmek gerekir. Örnek vermek gerekirse; bir kişinin "Aracınızı almaya karınız ile birlikte gelebilirsiniz" söylemi hakaret suçunu oluşturmaz iken, "Şu karıyı aracın yanından çekin" şeklindeki söylem hakaret suçunu oluşturabilmektedir.

HAKARET SUÇUNDA İSPAT

Hakaret suçunun ispatlanırken birçok delil kullanılabilmektedir. En sık kullanılan ispat araçları ise aşağıda belirtilmiştir.

Tanık Beyanları : Uygulamada en sık kullanılan ispat aracıdır. Hakaret suçu tanık beyanları ile ispatlanabilmektedir.

HTS Kayıtları : Diğer deliller ile desteklenmek sureti ile HTS kayıtları hakaret suçunda ispat aracı olarak kullanılabilmektedir.

Video, Fotoğraf ve Ses : Video ve fotoğraf ile hakaret suçunun işlendiği ispat edilebilir. İzinsiz veya gizli olarak kayda alınan video, fotoğraf veya ses kaydı hukuka uygun delil olarak değerlendirilmemektedir. Ancak; mağdurun kendisine karşı işlenen hakaret suçunu başka türlü bir ispat şansı yoksa bu halde izinsiz veya gizli olarak kayda alınan video, fotoğraf veya ses kaydı hukuka uygun delil olarak değerlendirilmekte olup, ispat aracı olarak kullanılabilecektir.

Telefon İncelemesi : Sim kart ve telefon incelemesi neticesinde bulunan her türlü içerik ispat aracı olarak kullanılabilmektedir. Ancak; şüphelinin telefonunun incelenmesi ve inceleme neticesinde ele geçirilen bilgi ve içeriklerin kaydı için süresinde hakim onayına sunulmak üzere Cumhuriyet Savcısının yazılı emrinin bulunması veya hakim kararının bulunması gerekmektedir. Aksi halde şüpheli veya sanığın onayı olsa dahi ele geçirilen bilgi ve içeriklerin(delillerin) hukuka aykırı olarak elde edildiği kabul edilmektedir.

E-Tespit : Her gün ve saatte, herhangi bir yerde, bilgisayar üzerinden, herhangi bir internet sitesinde yer alan sayfa içeriklerini ispatlamak amacı Türkiye Noterler Birliği sistemi kullanılarak elektronik olarak verilerin tespiti işlemi yapılabilmektedir. Bu sistemde yapılan tespit işlemleri hukuki delil niteliğinde olup, hakaret suçunun işlendiğinin ispatı için bu sistem kullanılabilir.

Mesaj Kayıtları : Sms kayıtları hukuka uygun elde edilip, gerekli incelemeler ve karşılaştırmalar yapılarak ispat aracı olarak kullanılabilmektedir.

Whatsapp, Facebook, E-Posta, vb. Uygulamalar Üzerinden Gönderilen Çeşitli Yazışmalar ve Bunlar Üzerinden Gönderilen Sesli ve Görsel İletiler : Bahsi geçen uygulamalar üzerinden alınan mesaj ekran görüntüleri tam olarak ispata yeterli olmamaktadır. Ancak; bunların tutanak ile tespit ettirilmek sureti ile veya noter tasdikli olarak ispat aracı şeklinde mahkemeye sunulması halinde ispat açısından daha etkili olacaktır.

HAKARET SUÇUNUN DİĞER SUÇLARDAN AYRIMI

Hakaret ile nefret içerikli ifadeleri ayırmak gerekir. Bunlar birbirinden farklıdır. TCK.'nın 122. maddesinde düzenlenen "Nefret ve Ayrımcılık" ve yine TCK.'nın 216. maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlarını "Hakaret" suçundan ayırmak gerekir. Buna göre, "Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini engelleyen, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını engelleyen, bir kişinin işe alınmasını engelleyen veya bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kişi hakkında "Hakaret" suçundan değil, "Nefret ve Ayrımcılık" suçundan yargılama yapılır. Yine, "Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi"(fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde) hakkında "Hakaret" suçundan değil, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan yargılama yapılır.

HAKARET SUÇUNDA ŞİKAYET VE ZAMANAŞIMI

Hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Hakaret suçunda dava zamanaşımı 8 yıl olup, suçun mağduru bu süre içerisinde fiil ve faili öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Aksi takdirde suç zamanaşımına uğrayacağı için soruşturma ve kovuşturma işlemleri yapılmaz.

Örnek olarak; bir kimsenin size 1 yıl önce hakaret ettiğini öğrendiniz. Bu takdirde öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde bu hakkınızı kullanmanız gerekir. Nitekim öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde şikayet hakkınızı kullandığınız ve suçun işlendiği tarihten itibaren dava zamanaşımı olan 8 yıllık süre dolmadığı için soruşturma ve kovuşturma işlemleri yapılacaktır.

Bir başka örnek ise, bir kimsenin size 9 yıl önce hakaret ettiğini öğrendiniz. Bu takdirde öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunsanız dahi şikayetiniz dava zamanaşımı olan 8 yıldan sonra olduğu için şikayetiniz kapsamında soruşturma ve kovuşturma işlemleri yapılmayacaktır.

Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu ve Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu takibi şikayete bağlı suçlardan olmayıp, Cumhuriyet Savcılığı tarafından re'sen(kendiliğinden) soruşturma başlatılır.

Son olarak hakaret suçu mağdurunun ölmesi yahut öldükten sonra kişinin hatırasına hakaret edilmesi durumlarında, ölen kişinin ikinci dereceye kadar alt ve üstsoyu, eşi ve kardeşleri şikayette bulunma hakkına sahiptir. 

HAKARET SUÇUNDA ŞİKAYETTEN VAZGEÇME

Hakaret suçunun mağduru hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçebilir. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme halinde şüphelinin kabul etmesine bağlı değildir. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde soruşturma akabinde dava açılmayacaktır. Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçme ise sanığın kabul etmesine bağlıdır. Sanık kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçmeyi kabul ederse dava düşecek olup, şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyerek yargılamanın tamamlanmasını da isteyebilir.

Hakaret suçunda şikayetten vazgeçme mümkün iken, şikayetten vazgeçtikten sonra tekrar şikayetçi olmak mümkün değildir. Yani şikayetten vazgeçmeden vazgeçilemez.

Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu ve Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu takibi şikayete bağlı suçlardan olmadığı için şikayetten vazgeçme olsa dahi soruşturma ve kovuşturma işleri devam eder.

HAKARET SUÇUNDA SORUŞTURMA USULÜ

Hakaret suçunun temel hali TCK. gereğince takibi şikayete bağlı bir suç olduğu için, savcılık mağdurun şikayeti üzerine soruşturma işlemlerine başlar. Ancak TCK’daki suçu niteliğe kavuşturan hallerin düzenlendiği kısımda sayılan hakaret suçu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işleniyor ise (Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu da dahil olmak üzere) şikayet bir dava şartı olmaktan çıkarılmıştır. Bunun temel sebebi ise kamu yönetiminin itibarının korunmasının kamu görevlisinin şeref ve itibarından daha evveliyatlı olmasıdır. Nihayet hakaretin diğer şekilleri bakımından ise şikayet bir soruşturma şartı olmaya devam etmektedir.

HAKARET SUÇUNDA KOVUŞTURMA USULÜ

Suçu düzenleyen TCK’nın 125’inci maddesinin 3’üncü fıkrasındaki “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi” halinde(Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu da dahil olmak üzere) hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, şikayete tabi olmayıp kendiliğinden(re’sen) gerçekleştirilir. Diğer bütün hallerde hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine tabidir.

HAKARET SUÇUNDA UZLAŞTIRMA

CMK.’nın 253. maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulması takibi şikayete bağlı olan suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Dolayısıyla hakaret suçu uzlaşılabilecek suçlar arasındadır. Ancak; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu ve Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir. Zira bu suçların takibi şikayete tabi olmayıp suçun mağduru kamudur.

HAKARET SUÇUNDA TEŞEBBÜS

TCK.’nın 35. maddesinde şuça teşebbüs düzenlenmiştir.  Suça teşebbüs, kişinin, işlemeyi düşündüğü bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da herhangi bir şekilde tamamlayamaması durumunu ifade eder.

Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.

Hakaret suçu tehlike suçu olduğu için kural olarak bu suça teşebbüs mümkün değildir. Ancak; ihtilatın gerektiği ve ileti göndermek suretiyle işlenen hallerde icra hareketleri bölünebildiği için teşebbüs mümkün olacaktır. Teşebbüs noktasında önemli olan icra hareketinin failin engellemesi ile tamamlanamaması veya failin iradesi dışında tamamlanamaması noktasındaki ayrımı yapmaktır. Fail icra hareketini iradesi ile engellerse cezalandırılması mümkün olmayacaktır.

HAKARET SUÇUNDA İŞTİRAK

İştirak bu suç bakımından bir özellik göstermez.

HAKARET SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME

Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi'dir.

HAKARET SUÇUNDA YETKİLİ MAHKEME

Yetkili yargı mercii esasen hakaret suçunun işlendiği yer mahkemesidir.

HAKARET SUÇUNUN CEZASI

Suçun basit şeklinde, hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. (TCK m.125)

Suçun nitelikli hallerinde hakaret suçunun cezası, 1 yıl ile 2 yıl arasındadır (TCK m.125/3).

Ayrıca belirtmek gerekir ki; aynı kişiye birden fazla kez hakaret suçunun işlenmesi halinde fail ayrı ayrı cezalandırılmaz. Bu durumda zincirleme suç hükümleri uygulanır. Yani bir kişiye yönelik arka arkaya hakaret edilmesi halinde hakaret sayısı kadar suç oluşmaz, bu halde tek bir suç oluşmaktadır.

HAKARET SUÇUNDA İNDİRİM VE CEZA VERİLMEMESİ HALLERİ

Bu durum TCK.'nın 129. maddesinde düzenlenmiştir.

Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

HAKARET SUÇUNDAN VERİLEN HAPİS CEZASININ ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ

Kanunumuzda seçimlik olarak hapis cezası veya adli para cezasına karar verilebileceği belirtilmiştir. Yargılama neticesinde 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası verilmesi halinde verilen ceza TCK.'nın 50. maddesine göre adli para cezasına veya diğer güvenlik tedbirlerine çevrilebilir.

HAKARET SUÇU NEDENİ İLE TAZMİNAT DAVASI

TMK.'nın 24. maddesinde; "Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır." şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Yine TMK.'nın 25. maddesinde; "Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir." şeklinde hüküm bulunmaktadır.

TBK.'nın 58. maddesinde; "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir." şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Hakaret suçu işlenmesi, haksız fiil niteliğinde olup, mağdurun kişilik haklarına saldırı oluşturmaktadır. Bu kapsamda hakaret eylemi neticesinde bir kişiyi zarara uğratan kimse, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Manevi zarar, kişilik haklarına saldırı sonucunda ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla hakaret sonucunda uğranılan hasara bağlı olarak bu hasarın bir nebze de olsa giderilmesi amacı ile hakareti gerçekleştiren kişiye karşı manevi tazminat davası açılabilmektedir.

TBK.'da belirtilen sürelerden farklı olarak hakaret nedeni tazminat davası açma süresi, ceza kanununda hakaret suçu için belirtilen dava zamanaşımı süresi ile aynıdır. Dolayısıyla hakaret nedeni ile tazminat davasında hakaret suçunun işlendiği tarihten itibaren 8 yıllık dava zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Buna ek olarak eğer ceza davası 8 yıllık dava zamanaşımı süresi geçmesine rağmen devam ediyorsa yani uzamış dava zamanaşımı devreye girmişse, ceza davası devam ettiği müddetçe tazminat davası açılabilir.

EMSAL YARGITAY KARARLARI

İnternet Üzerinden Hakarete Yönelik İçtihatlar

“İncelenen dosyada, müştekinin 24.06.2015 tarihli şikayet dilekçesinde şüpheliler ..., .... ve ... hakkında şikayetçi olduğu, www......com ve www....com adlı internet sitelerinde hakaret içerikli haberler paylaşıldığını belirttiği, şüpheli ...'nın adı geçen internet siteleri içerisinde değişik tarihlerde yer alan yazılarında müştekiye " ....'de var mı adamlık", "yalancı, düzenbaz" şeklindeki ifadeler kullandığı, şikayete konu sözcüklerin hakaret içerikli olduğunun anlaşılması karşısında; CMK'nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli ... hakkında hakaret suçundan iddianame düzenlenebilmesi için suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüpheli ...'nın eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara göre, şüpheli ... hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair mercii kararı hukuka aykırıdır.”(T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2016-18983 Karar:2017-1191 Karar Tarihi:06.02.2017)

“Sanık hakkında, ... üzerinden katılanı kast ederek \"... başlıyorum, bakalım el mi yaman ben mi göreceğiz, şerefsizlerin ve namuzsuzların kanını akıtmak helaldir, bir kaset ile itibarınız yerle bir olur, tarumar olursunuz, resimler videolar yakında burada... Yavşaklık renk olsaydı sen gökkuşağı olurdun be kardeşim adamı arayıp hakkımı istiyorum bana ne hakkı senin hakkın makkın yok diyor.. Adam kullanıldığının farkında değil kaç paraya satın aldılar ise kullanıp g...tüne tekmeyi basacaklar.\" şeklinde paylaşım yapmak suretiyle, katılana yönelik tehdit ve şantajda bulunduğu iddiasıyla dava açılmıştır Sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, hukuka aykırılık görülmemiş ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.”(T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2020-29629 Karar:2023-461 Karar Tarihi:23.01.2023)

Hakaret Suçunda Haksız Tahrike Yönelik İçtihat

“Olay günü saat 10.15 sıralarında Vakfıkebir devlet hastanesi diş polikliniğine çocuğunun dişinin ağrıması sebebi ile sanığın gittiği, doktor olan katılanın çocuğun diş tedavisini yapmaya başladığı, sanığın savunmasından ve katılanın duruşmadaki beyanından da anlaşılacağı üzere; katılanın dişi çekmek için sprey sıktığı, daha sonra dişi çekmeye çalışırken çocuğun bağırması üzerine bu kez katılanın anestezi iğnesi yaptığı, bu sırada sanığın katılana yönelik "hocam keşke iğneyi biraz daha önce yapsaydınız, çocuğu niye çok ağlatıyorsun, İstanbul'da da yapıldı hiç ağlamadı, canı yandı sanki, çocuk niye korktu" şeklinde sözler sarf ettiği, bunun üzerine katılanın çocuğun tedavisini yarıda bıraktığı, sanığın da poliklinik kapısından çıkarken katılana "Gerizekalı" dediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinin 18. Maddesi uyarınca resmi vazifenin ifası halleri hariç olmak üzere diş tabibinin mesleki veya şahsi sebepler ile hastaya bakmayı reddedebileceği, katılanın Vakfıkebir Devlet Hastanesinde görevli olması nedeni ile resmi vazife ifa ettiğinden hastaya bakmayı reddetme hakkının bulunmadığı, çocuğun bağırması üzerine, katılana sorular soran sanığa, kızarak tedaviyi yarım bırakmasının sanık bakımından haksız tahrik teşkil edeceği ve yerel mahkemenin taraflarla bizzat temas kurarak tesis ettiği, TCK.nın 129/1 maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına şeklindeki hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu kanaatinde olduğumdan, çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyorum.”(SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. CEZA DAİRESİ Esas:2016-202 Karar:2017-243 Karar Tarihi:15.02.2017)

Hakaret Nedeni İle Manevi Tazminat Davası Zamanaşımına Yönelik İçtihat

"Mahkemece, manevi tazminat davalarında zamanaşımının haksız fiil tarihinden itibaren iki yıl olduğu, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren iki yıl içerisinde davanın açılması gerektiği, davacının talebine konu olayın 18/03/2010 tarihinde gerçekleştiği, davanın 06/11/2015 tarihinde açıldığı, davacının haksız fiil sebebiyle manevi tazminat talebine ilişkin davasının zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan BK'nın 60/2. maddesinde (TBK.72) tazminat isteminin, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı süresini öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması halinde bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 125. maddesinde bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişinin, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Aynı Yasa 66. maddesinde ise hakaret suçu yönünden dava zamanaşımı süresi sekiz yıl olarak belirlenmiştir. Davaya konu olayda; haksız fiil 18/03/2010 tarihinde gerçekleşmiş olup, olay sebebiyle davalı hakkında ..... Mahkemesi'nin ..... esas sayılı dosyasında kamu davası açılmış, yapılan yargılama sonunda .... cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Şu halde; yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereği davacının haksız fiil tarihinden itibaren sekiz yıl içinde tazminat davası açma hakkı vardır. Mahkemece, davanın esastan incelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile istemin zamanaşımından reddi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir."(T.C. 4. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/12827 Karar : 2016/12073 Karar Tarihi :12.12.2016)