top of page

İZALE-İ ŞUYU DAVASI

  • avsamettemana
  • 29 Tem 2024
  • 9 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2024


İZALE-İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASI NEDİR?


İzale-i şüyu yani ortaklığın giderilmesi davaları, paylı (müşterek) ya da elbirliği (iştirak halinde) ile mülkiyete konu olan taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar(ortaklar) arasında mevcut paydaşlık ilişkisini sona erdirip şahsi mülkiyete geçmeyi sağlayan bir dava türüdür. Tarafların, hem davacı hem de davalı durumda olduğu iki taraflı davalardandır. Bu dava kazananı veya kaybedeni olmayan bir dava türüdür.


Ortaklığın giderilmesi davası matbu harca tabi bir davadır. İzale-i şuyu davalarında kazanan veya kaybeden olmaz. Davanın tarafı olan herkes aynı şekilde etkilenir. Davanın sonunda mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri payları oranında taraflara yükletilir.


PAYLI MÜLKİYET


Birden çok kimsenin taşınır veya taşınmaz nitelikteki aynı eşya üzerinde maddi şekilde bölünmemiş paylara malik olmalarına imkân veren mülkiyet türüdür. Bu mülkiyet biçiminde başka türlü belirlenmedikçe, her paydaşın eşyadaki payı eşit sayılır. Paydaş kendisine ait payı serbestçe devredebilir.


ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ


Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Burada birden fazla kişinin bir malın tamamında mülkiyet hakkına sahip olması söz konusudur. Bu sebeple; tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekmektedir. Ölüm ile birlikte mirasçılar arasında kendiliğinden kurulan “miras ortaklığı” elbirliği ile mülkiyet halinin en tipik örneğidir. İzale-i şuyu davaları da genellikle paydaşların paylaşma isteğinin kendisinde veya paylaşmanın biçiminde anlaşamaması durumunda miras ortaklığının sonlandırılması için açılmaktadır.  

 

İZALE-İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASININ AÇILMASI


Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Paydaşlardan biri, bu davayı açarak malın eğer varsa mevcut paydaşlık oranlarına göre maddi olarak bölünmesine ve şayet bu mümkün değilse artırma yoluyla satılıp parasının paydaşlara paylar oranında bölüştürülmesini talep eder. Mirasçının açtığı ortaklığın giderilmesi davasında, hâkim imkân varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle de paylaştırmayı yapabilir. Mirasçılara paylaştırma yapılırken şayet taşınmazların değerleri arasında fark varsa bu farkın para olarak ödenmesi yoluyla miras payları arasında denkleştirme sağlanır.


Ortaklığın giderilmesi davasını paydaşlardan her biri ayrı ayrı açabileceği gibi birden fazla paydaş diğer paydaşlara karşı da açabilir. Davalı durumunda olan paydaşların da davacılar gibi taşınmazdaki ortaklığın ne şekilde giderilmesi gerektiğine ilişkin talepte bulunma hakları vardır.

 

İZALE-İ ŞUYU(ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME


İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında yetkili mahkeme gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesidir. İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davasında görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemeleridir.

 

DAVA KONUSU OLAN MALLARIN PAYLAŞTIRILMASI


Taraflar malın nasıl bölüşüleceğine kendi aralarında karar verip anlaşabilirler. Dava sırasında bu anlaşmayı hakime bildirmelidirler. Eğer ki taraflar malın nasıl bölüşüleceğine kendi aralarında anlaşarak karar veremezler ise Türk Medeni Kanunu’na göre mal şu iki şekilde bölüştürülür:


1. Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi)


Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir.(TMK m.699/2)


Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez.


Eğer taşınmaz malda kat mülkiyeti kurmak mümkünse, hakim kat mülkiyeti kurulup kurulamayacağını çok iyi araştırmalıdır. Kat mülkiyetinin kurulması mümkün olan bir taşınmaz malda satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilemez.


2. Satış Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi)


Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.(TMK m.699/3)


Taşınmazın aynen taksimi mümkün değilse ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilir. Taşınmaz malın satışı, mahkeme vasıtasıyla değil satış memurluğu veya icra dairesi marifetiyle yapılır. Satış açık arttırma yoluyla yapılmalıdır. Ancak tüm paydaşlar bir araya gelerek satışın ortaklar arasında yapılması hususunda oybirliğiyle anlaştıkları takdirde satış yalnızca ortaklar arasında yapılır.


Ortaklığın giderilmesiyle yani malın aynen taksim usulüyle veya satış suretiyle paylaştırılması durumunda taşınmazın üzerinde bulunan ağaç, bina, tesis gibi bütünleyici parçalar üzerindeki mülkiyetin kime ait olduğu hususu ortaklar arasında anlaşmazlık konusu olur ise bu uyuşmazlık ayrı bir dava açılmak suretiyle giderilir. Açılacak bu dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasıdır.

 

EMSAL YARGITAY KARARLARI


"Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir… Mahkemece ortaklığın hacizle yükümlü olmaksızın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Paylaştırılması istenen taşınmaz malın tapu kaydında üçüncü şahıs lehine haciz şerhi, ipotek kaydı ve iştira şerhi gibi kayıtlar bulunması halinde davaya konu olan taşınmazın satışının bu takyitlerle birlikte yapılması zorunludur. Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın hacizle yükümlü olmaksızın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi, paylaştırılması istenen taşınmaz malın tapu kaydındaki tüm takyidatlar ile birlikte satışının yapılması zorunludur. Bu hakların içinde, TMK'nın 700. maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla, ayni ve şahsi haklar bulunmaktadır. Bu sebeple mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği halde “Taşınmazın hacizle yükümlü olmaksızın satılmasına” karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi." (YARGITAY 14. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2013/4662 KARAR NO: 2013/7052)

 

“-…taşınmazdaki, bir kısım “payın” ortaklığının giderilmesi mümkün değildir. Gerek MK. gerekse usul hükümlerine göre bir malın ancak, “bütününde” ortaklığın giderilmesi istenebilir”.(HGK 05.06.1996 t., e: 1996/6-350, k: 1996/450)


‘’Davacı, bir ya da bir kaç paydaşı davalı olarak göstermemiştir. Bu şekilde ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Verilen hüküm ile hakkı ihlal olunan, veraset ilamında ve ortaklığın giderilmesinde adı bulunmayan ismi ketmedilen, gizlenen paydaş, eğer karar kesinleşmemiş ise, kararı temyiz edebilir. Eğer karar kesinleşmiş ise, kesinleşen hükmün, yargılamanın iadesi yolu ile kaldırılmasını isteyebilir."(HGK 13.04.2004 t., e: 2005/6-229, k: 2005/259)

 

"-…dava, 3 adet taşınmazda ortaklığın giderilmesine ilişkindir. muhdesatın, taşınmazın paydaşlarına değil de 3. şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dâhil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir."(6 HD 21.04.2008 t., e: 2008/3227, k: 2008/5015)


"...Ortaklığın giderilmesi davalarında, kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemez. Payları oranında yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, taraflara “payları oranında” yükletilir."(6 HD 28.11.2005 t., e: 2005/9580, k: 2005/10903)


"...Dava, taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesi istemine ilişkindir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Somut uyuşmazlıkta, davacı ve davalılar dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemişlerdir. Hükme esas alınan 06.06.2013 günlü ziraat bilirkişi raporunda, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8.maddesi gereğince dava konusu taşınmazların bölünebilir büyüklükte olmadığı gerekçesiyle ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmeyeceğinden satış yoluyla giderilmesi gerektiği belirtilmiştir. HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesi uyarınca hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Davacı ve davalılar ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemişler, bu istemlerini yargılama sırasında ıslah yoluyla da değiştirmemişlerdir. Mahkemece, tarafların taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesi istemleri 5403 sayılı yasanın 8. Maddesine uygun bulunmadığından davanın reddi gerekirken, talepleri aşılarak ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir..."(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/818 K: 2014/3248 T: 11.03.2014)


"...Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. Davacı davasından feragat etse bile davalının davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmelidir. Bu nedenle davacının davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmelidir. Somut olayda; mahkemece ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesinden sonra davacı 30.12.2014 günlü dilekçeyle davadan feragat etmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davacının feragatı hakkında davalılardan diyecekleri sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir..."(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/13983 K: 2015/1053 T: 03.02.2015)


"...Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır..."(Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/11563 K: 2015/1764 T: 20.02.2015)


"...Bilindiği üzere; ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda, paydaş yada ortaklar arasında yürürlükte olan tapulu mülkiyet ilişkisini sona erdirip, bireysel mülkiyete geçişi sağlayan, iki taraflı yanlar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu tür davalarda, davayı ortak ya da paydaşlardan biri ya da bir kaçı diğer ortak ya da paydaşlara karşı açabilir. Davada bütün paydaş veya ortakların yer alması zorunlu olup, davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle, davacının satış suretiyle paylaşma istemesi, davalının aynen paylaşma istemesine engel oluşturmaz. Davayı açanın feragati halinde bile diğer paydaşların davayı takip hakkı vardır. Diğer taraftan; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesi gereğince paylaşmanın, malın aynen taksimi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirileceği, paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim; malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verebilecek, bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa son çare olarak açık artırmayla satışa karar verilebilecektir. Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporu içeriğine göre; dava konusu taşınmazın üzerinde beş katlı yapı mevcut olup, biri işyeri sekizi mesken nitelikli ve müstakil kullanılmaya elverişli toplam dokuz adet bölüm bulunmaktadır. Taşınmazın muhtelif hisselerde sekiz hissedarı olduğu ve ivaz eklenmek suretiyle her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşebileceği, bağımsız bölümlerden birinin ise satışının söz konusu olabileceği, ayrıca taşınmaz üzerindeki yapının Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu belirlenmiştir. Şu hale göre, mahkemece öncelikle yapılacak iş, taleple bağlı kalınmaksızın, paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan aynen taksiminin mümkün olup olmadığı, yönünde tahkikatın ikmal edilmesi olmalıdır. Bu durumda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır..."(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/1809 K: 2013/754 T: 22.05.2013)


"...Borçluya intikal edecek tasfiye edilmemiş bir miras payının haczedilmesi ve sonuçta ortaklığın satış yoluyla giderilmesinde izlenecek yol bu olmasına karşın, somut olayda bu hükümlerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Şöyle ki, somut olayda davacı alacaklı alacağına kavuşmak için 10.11.2000 tarihinde icra takibine başlandığı borçluya intikal edecek tasfiye edilmemiş miras hissesi üzerine 9.11.2000 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu ve 14.5.2000 tarihinde ise, görülmekte olan ortaklığın giderilmesi yoluyla satışına karar verilen taşınmazın tapu kaydı ½ pay oranında borçlunun murisi Mustafa Emre, ½ pay oranında ise üçüncü kişi konumundaki Fadime Karsavuran adına kayıtlı olup, muris Mustafa 6.12.1995 tarihinde öldüğü geriye borçlunun manevi evladı Arif ve eşi Adile’yi bıraktığı, Adile’nin de 6.2.1999 tarihinde geride borçlu Arif’i bırakarak vefat ettiği ve bu şekilde, takip tarihinden önce muris Mustafa Emre adına kayıtlı taşınmaz payı üzerinde elbirliği ortaklığı ilişkisinin fiilen sona erdiği, bu payın tek başına borçluya intikal ettiği, ancak tapuda gerekli intikal işlemi yaptırılmadığından, taşınmaz payının muris Mustafa üzerine kayıtlı göründüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, somut olayda uygulanması gereken usul Türk Kanuni Medenisinin 588 ve İcra İflas Yasasının 121 maddesi ile Türk Medeni Yasasının 648. maddesinde öngörülen usul olmayıp, İcra İflas Yasasının 94. maddesinde açıklanan usuldür. Buna göre; alacaklı İcra Dairesinden İİK.nun 94/2 maddesi gereğince haczedilen taşınmaz payının borçlu adına intikali için gereken işlemleri yapmak üzere yetki alıp, Tapu Sicil Müdürlüğünde taşınmaz payının borçlu adına intikalini gerçekleştirmesi ve tapuda müşterek (ortak) mülkiyet haline gelen borçlu payının satılarak alacağını almak üzere İİK.m.123 ve devamında açıklanan gayrimenkul payının satışına ilişkin usulü izlemesi gerekir. Önemle belirtelim ki, davacı alacaklının ortaklığın giderilmesi davası açmasının koşulu iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz yada taşınmaz payı söz konusu olmasıdır. Paylı mülkiyette payın haczi ve satışı mümkün olduğundan paydaşın alacaklısının paylaşma davası açması doğru olmayıp, davanın görülebilme imkanı yoktur. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne ilişkin hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır..."(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/514 K: 2003/512 T: 24.09.2003)


"...Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M.1), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12. maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje, yapı kullanma belgesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıkların bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak, bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir..."(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2014/38 K: 2015/1657 T: 17.06.2015)

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
DOLANDIRICILIK SUÇU

DOLANDIRICILIK SUÇU NEDİR? Dolandırıcılık, Türk Ceza Kanunu’nun 157-158. maddelerinde düzenlenen bir suç türüdür. TCK.’nın 157....

 
 
 
HAKARET SUÇU

HAKARET SUÇU NEDİR? Bir kişinin onur şeref ve saygınlığını zedeleyecek somut, sözlü veya yazılı eylemdir. Bu başlıkta, TCK.’nın 125....

 
 
 
ARAÇ DEĞER KAYBI

ARAÇ DEĞER KAYBI NEDİR? Değer kaybı, trafik kazaları sonucunda araçta meydana gelen azalmadır. Araçtaki değer kaybı, trafik kazası...

 
 
 

1 Comment


Barış Ceylan
Barış Ceylan
Jul 29, 2024

...


Like

Yorum yapın

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Black White Simple Monochrome Initial Name Logo (Twitter Gönderisi) - 1 (1)-Photoroom_edit

Telefon :  : 0540 404 26 26

                  0546 26 26 107

   Adres :    Arifiye, Nur İş Merkezi, Adliyeciler Sk. No:2 K:3 D:3, 26010 Odunpazarı/Eskişehir

Black White Simple Monochrome Initial Name Logo (Twitter Gönderisi) - 1 (1)-Photoroom_edit
bottom of page